Birşeyi açıklığa kavuşturalım dostlar: Grafiklerde eş zamanlılık olması, hatta %50’den fazla korelasyon var gibi gözükmesi bunların korele olduğu anlamına gelmez.
Çünkü temelde Amerikan 10 yıllık tahvilleri aşırı güvenli, Bitcoin ise bir o kadar riskli. Her ikisinin de rakibi faizler.
10 yıllık tahvillerin uzun bir süredir düşüyor olmasının nedeni, Fed'in tahvil ve ipotekli menkul kıymet alım satımına her ay en az 120 milyar ABD doları enjekte etmesiydi. Bu sayede neredeyse tüm bankalar dolarla yıkandılar.
Bankaların bu parayı bir yerlerde değerlendirmeleri gerekir. Bu yüzden bankalar ve hedge (riskten korunma) fonları da gidip uzun vadeli (10 yıl ve 30 yıl) Hazine bonoları satın alırlar.
--Normal Şartlar Altında--
Bu neye sebep olur? Bono fiyatları (ve dolayısıyla etkin tahvil getirileri) neredeyse sürekli değişir. Bunun nedeni, bir Hazine bonosunun fiyatı tahviller ile ters orantılı olmasıdır: Talep yüksek olduğunda ve Hazine bonosu fiyatları yükseldiğinde, tahviller düşer - tersine, talep düşük olduğunda bono fiyatları düşerken tahviller yükselir.
Peki bu neden kaynaklanıyor? Finansın, aslında hayatımızı etkileyen pek çok sürecin, insan psikolojisiyle çok yakında bir ilgisinin olmasından…
Yani: Finansın temel ilkelerinden birini hatırlarsak “Risk ve getiri arasında korelasyon bulunur”.
Piyasalar paraya boğulmuşken ve ekonomiler öyle ya da böyle (organik ya da şimdiki gibi inorganik) genişlerken, risk alma ve getiri elde etme iştahı yüksektir. Risksiz hazine bonoları, düşük getirileri nedeniyle çok daha az çekici hale gelirler. Talep azalır ve hazine bonoları nominal değerlerinden daha düşük bir fiyata satılır.
Tam tersine ekonomik daralma başladığında, diğer pek çok finansal araç riskli hale geldiğinde, bu sefer risksiz hazine bonolarına hücum başlar. Talep artar, bono fiyatları yükselir.
10 yıllık tahvil getirisindeki düşüşler, genel olarak küresel ekonomik koşullar konusunda riskli durumlar ortaya çıktığının emarelerinden biridir ve kurumlara temkinli olunmasını salık verir.
-Anormal Şartlar Altında-Pandemi Ektisi-
10 yıllıkların en büyük düşmanı tabi ki yüksek enflasyon beklentisidir. Neden?
Çünkü enflasyon artarsa, vadesi dolan tahvil ödemelerinin getireceği kazanç da erimiş olacaktır. Kimse bunu istemez.
Bu nedenle, aslında FED piyasaları hem içeride hem dışarıda 2 yıldır paraya boğmuş olsa da (2008 krizinden sonra 2015 yılına kadar yaptığı gibi), milletin kafasına dank eden, “Eee bunca para basmanın bir maliyeti olacak. O da enflasyon!” argümanıyla yüksek enflasyon beklentisi artınca, tahviller daha az talep ediliyor, fiyatları düşüyor, faiz getirisi beklentisini yukarı çekiyor.
Dolayısıyla bu gelgit, FED daralmayı (tapering) ilan edene (ilan etti) ve arzdaki para miktarını azaltmaya başlayana kadar (azaltmaya başladı) devam edecektir.
Son olarak gelen yıllık 6.8 puanlık enflasyon, FED başkanı ve yetkililerinin sene başında yapmış olduğu ve pek çok ekonomist tarafından gayri ciddi bulunun “Bize bir şey olmaz!” tavrı, yedikleri şamarla yerini “Faiz artışını öne çekebiliriz! Durumlar beklediğimizden daha ciddi.” argümanlarına bıraktı.
Tabi ki bu hareketleri Titanik gibi düşünün: Bir anda olmuyor, dümen dönse de bu olağanüstü ağır piyasanın yön değiştirmesi epey bir süre alabiliyor. Bu bağlamda FED tahvil alımlarını neredeyse azaltmadı. Azaltmış gibi yapıyor. Merkez bankası hâlâ her ay milyarlarca dolarlık tahvil satın alıyor ve mevcut hızda bilançosu 9 trilyon dolara zıplayacak.
Peki, yukarıdaki temel finansal bilgilere göre ne bekleyelim?
FED’in tahvil alımlarının azaltılmasını hızlandırması?
Faiz artışının öne çekilmesi?
US10Y faiz oranlarının düşmesi? Yükselmesi?
Riskli finansal enstrümanlardan çıkılıp (kripto, hisse senedi gibi) daha güvenli limanlara (altın, değerli emtia gibi) yolculuk ?
Belli bir eşiği geçtiğinde, buna piyasa karar verecek, güvenli limanlardan da çıkılıp mevduat faizlerine hücum?
Yalnız yine de unutmayalım, FED ve tüm ülke merkez bankaları piyasa yapıcı konumunda olsalar da, piyasanın gerçek gidişatını biz insanlar, yatırımcılar belirliyoruz.